Yetişek-İş Sinop Şubesi Başkanı Şahbenderoğlu: Yüz Yüze Eğitimin Yerini Tek Molekül Tutmuyor

MUSTAFA USTA

Eğitim-İş Sinop Şubesi Başkanı Izzet Şahbenderoğlu, 10 ilde nazik yıkıma sebep olan Kahramanmaraşlı merkezli depremler zımnında üniversitelerin alarga öğretime geçirilmesini eleştirdi. Şahbenderoğlu, “Pandemi döneminde biz birlikte alarga yetişek yaptık, ama bilahare ayırt ettik ki haddizatında havanda akarsu dövmüşüz. Açıktan eğitim, gerçekte sözde eğitimmiş kabilinden duruyor amma gerçekte öğrenciye hiçbir husus kazandırmayan benzeri bütün. Daima kendimizi kandırmaktan öteye geçmiyor. O yüzden yüz yüze eğitimin yerini hiçbir molekül tutmuyor” dedi.

Celal Şahbenderoğlu, Yüreklilik ve Yurtlar Kurumu (KYK) yurtlarının depremzedelere açılması için üniversitelerin açıktan öğretime geçirilmesini ZÜMRÜDÜANKA Bilim Ajansı’na değerlendirdi. Şahbenderoğlu, şunları söyledi:

“OLAN, ÇABUCAK ÜNİVERSİTEDEKİ EĞİTİMİN SEKTEYE UĞRAMASININ ÖTESİNE GEÇMEYECEK”

“Banko biz, bu kararı akıllıca bulmuyoruz. Sendika adına da makul bulmuyoruz, zira bu konuda belli mağduriyetler giderilmesi noktasında cereyan ediliyor. Fakat bu, birlikte apayrı mağduriyetleri da maalesef yanı sıra getirecek. Şurası unutmamak geçişsiz; çok andıran zamanda pandemi şartları yaşandı. Bu pandemi şartlarında şu an hala üniversitede tahsil gören öğrenciler dokunaklı mağduriyetler yaşadılar. Doğrusu dersleri alarga eğitimle boşaltmak zorunda küsurat öğrencilerimiz deminden yeniden bir şartlarla yüz yüze kaldıkları üzere bu, eğitimde çokça ağırbaşlı benzeri sekteye uğrama anlamına geliyor. Şurası yorumlamak lazım; ben birlikte bir öğretmenim. O dönemde tığ üstelik açıktan terbiye yaptık, amma bu açıktan eğitim bilimi yaptığımız dönemden sonra geldiğimizde ayırt ettik ki gerçekte havanda akarsu dövmüşüz. Uzaktan eğitim, haddizatında sözde eğitimmiş gibi duruyor ama gerçekte öğrenciye hiçbir şey kazandırmayan bire bir bütün. Tamamen kendimizi kandırmaktan öteye geçmiyor. O yüzden karşı karşıya eğitimin yerini tek öz tutmuyor.

Üniversitede okuyan, geleceğimizin mimarları, mühendisleri olan gençlerimize bu kötülüğü yapmamamız gerekir. Bu ihtiyaçlar kalacak, meydan ile ait olan teminler çok daha değişik şekillerde telafi edilebilirdi. Otellerdir, misafirhanelerdir… Zaten halkımız bu dönemde yardımseverliğini çok iyice gösterdi. İnsanlar, depremzedeleri evlerinde konuk ediyorlar, mihman ediyorlar. Dolayısıyla aynı şekilde bu yöntemle çözülebilirdi diye düşünüyoruz. Zaten şunu üstelik unutmamak geçişsiz; yurtlarda misafir edilen depremzedelerin güçlükle şartlarında ince süre kalmaları türlü değil. Birçoğu mahsus berenarı sonra yurtlardan bırakmak zorunda kalacaklar. Olan, elden üniversitedeki eğitimin sekteye uğramasının ötesine geçmeyecek.

“FEHAMET, EĞİTİME BAKIŞ AÇISINI GÖZLER ÖNÜNE SERMİŞ OLDU”

Türkiye’deki genişlik iri sorunu, eğitime sunulan ehemmiyet noktasında görüyoruz. Haddizatında eğitime ehemmiyet vermiyoruz, amma başımıza bir od geldiği zaman eğitim bilimi eksikliği olduğunu seçme ahit gündeme taşıyoruz. Şurası bundan sonra fena hâlde anlamamız lazım. Tığ hangi büyüklüğünde eğitime, bilime, fenne önem verirsek, coğrafyaya ne kadar önem verirsek o ant birçok şeyin yoluna gireceğini görüyoruz, konuşuyoruz ama iş işten geçtikten sonradan konuşuyoruz. Gene akıllanıyor muyuz? Yararlı. Gine ayrımsız şekilde bu hataları yapmaya bitmeme ediyoruz. Artık ülkemizin eğitime ehemmiyet verilmesi gerektiğini öğrenmesi gerekir. Köken eğitimi öğrenmesi araç. Bu noktada yekinmek gerekir. Onun haricinde eğitime, bilime ehemmiyet vermezseniz hemen yıkılan binalarda kurtardığımız canlara ‘Allah-u ekber’ diye yakarış etmekten başka bire bir şey gelmiyor elimizden. Bunu imdi öğrenelim. Bu binaların yıkılmaması gerekir. Bilcümle fen insanları uyarıyor diyor kim burası kırık hattı, buradan kırık hattı geçiyor. ‘Burada şu şiddetle yer sarsıntısı görülebilir’ diyor. Amma hangi o binaları sağlam yapıyoruz ne o standartlara hangi o zemine akla yatkın binalar yapıyoruz. Bu, bilime ehemmiyet kesmek anlamına geliyor.

Pandemi dönemi sonucunda engin eğitime geçilmesinde gözlemlediğimiz şey; tığ, eğitime ehemmiyet vermiyoruz. İşte bu, en pir ispatı olmuş oldu. Devlet, eğitime bakış açısını de gözler önüne sermiş oldu. Bunda az buçuk daha titiz başlamak lazım. Az Buçuk sağduyu muamele etmek lazım. İllerin, üniversitelerin ihtiyaçları depremzedelerin tahaffuz durumuna bakarak planlama, programlama içerisinde yapılmalıydı. ‘Komple hep üniversiteleri kapatıyorum’, akıllıcasına bire bir yaklaşım değil.”

Share: