TBMM Afiyet Komisyonu Üyesi ve DOĞRU Tümen Bursa Saylav Dr. Mustafa Esgin, “Hekim ve keyif çalışanlarımızla vatandaşlarımızı karşı karşıya getirmeye çalışan uymazlık anlayışının oyununu bozduk” dedi.
Bursa’birlikte düzenlenen Afiyet-Sen Bursa Şubesi 6. Yalınç Umumi Kurulu’na katılan YANLIŞSIZ Parti Bursa Mebus Dr. Mustafa Esgin, “2007’deki e-muhtıradan başlayan, öğür metres davaları, Seyahat kalkışması, 17-25 Aralık süreci, 15 Orak Ayı sefil çarpış girişimi, 6-7 Ilk Teşrin olayları, 13 Ağustos finansal ve kazançlı terör saldırısı ve sonrasındaki süreçte esasta kavim namına tığ, vasilik odaklarına ülkeyi tasdik etmeyi hedefleyen bu odaklara alın şişman bir savaşım ortaya koyduk ve oran-ulus ele ele bu noktaya geldik. Vasilik odaklarıyla yapmış olduğumuz mücadelede Işyar-Sen sürekli milletimizin ve değerlerimizin yanındaydı” dedi.
Başörtüsü tartışması konusuna bile değinen Esgin, şunları söyledi:
“Temel uymazlık partisinin Genel Başkanı’nın başörtüsü üzerinden ortaya koyduğu ayrımsız tartışma konusu var. Meğerse, geçmişte hangi sıkıntılar çekilmişti. Bu teessürat çekilirken hiçbir ahit sorunun çözümü değil, parçası olmayı kendilerine görev edinenlerin o antlaşma bu söyledikleri hiç akıllarına gelmedi. Vesayetle olan mücadelemizde adalet ve özgürlükler bağlamında milletimizle ahali ele tüm sorunları aştık, bugünlere geldik. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliği ve sert duruşu sayesinde bu sorunu hallettik. Kamuda, üniversitelerde başörtüsü ile ait sorunu ağız ağıza gündemden kaldırmış olduğumuz günlerde bu konuyu gündeme getirenlerin samimiyetsizliği milletin gözünden kaçmaz. Milletin değerleriyle meselesi olanların, milletin değerleri üzerinden yaptıkları mühendisliğe millet dersini verir. Bizim bu konuda duruşumuz evvel hangi ise, bugün dahi erte da tıpkı şekilde olacaktır.”
” Türkiye’bile son 5 yılda 20 şehir hastanesi yapılarak 30 bin yatak sisteme kazandırıldı”
Muhalefetin, hekim ve esenlik çalışanlarıyla vatandaşı yüz yüze getirme anlayışına bile özen çekici Esgin, “Türkiye’da siyasetin geldiği noktayı izah etmek açısından talihsiz ayrımsız yaklaşımı vurgulamak durumundayım. Salgın sürecinde dünya genelindeki parlamentolarda ‘Hastaneler niçin yapılmadı?’ diyerek soru önergeleri verilirken, biz bile bire bir ucundan sara bu ülkede hastanelerin illet yapıldığını sorgulayan aynı mugayeret anlayışıyla karşı karşıya kaldık. Gözü dönmüş ayrımsız ihtilaf anlayışı yapılan hastaneleri tartışmaya açma hezeyanını yaşadı. Türkiye’üstelik son 5 yılda 20 kent hastanesi yapılarak 30 bin akak sisteme kazandırıldı. Global salgında bu yatırımların hangi büyüklüğünde önemli olduğunu hepimiz gördük. Bu senaryo kudretli olamayınca eskimemiş ve korkulu bire bir senaryoyu sahneye kısaltmak istediler. Doktor ve sağlık çalışanlarıyla vatandaşlarımızı yüz yüze anlatmak istediler. Hekim ve afiyet çalışanlarımızın yönetimsel ve mali haklarındaki düzenlemeleri yapmakta olduğumuz süreçte, ortamı enfekte edecek provokasyonlarında dahi liyakatli olamadılar. Yaptığımız düzenlemeyle kamuda çalışmayı frapan ağıl getirerek, binlerce hekimin kamuya dönüşüne imkan sağladık. Hemen fiziki altyapıyı iyileştirmekle kalmayıp, çalışanlarımızın yönetimsel ve mali haklarının da her antlaşma yanı sıra olduk. Bizim bir örnek benzeri yapımız var. Hekimiyle, hemşiresiyle, sağlık çalışanlarıyla afiyet sistemimiz bir bütündür. En liyakatli olduğunuz alanda istediğiniz kadar gür hastaneler, fiziki mekanlar yapın, sağlık altyapısını iyileştirin ama eğer hastalarla, vatandaşımızla, hekim ve sağlık çalışanları arasındaki barış bozulursa esenlik sisteminde yapılanların bir anlamı kalmaz. Hep başarılar benzeri noktada gölgede eskimiş olur. Bu büyüklüğünde ızdırap, bahtsız ve pahal yaklaşımları görmüş ve mücadele eden bire bir arkadaşınız olarak bunları paylaşıyorum. Hekim odalarında, hile kurullarında fariza yapmış olan bir hekim adına çığır örgütlerimizin akıbet kademe kebir olduğunu düşünüyorum. Amma bire bir yahut iki politik partinin ense bahçesi reşit, sorunların çözümünde değil, tıpkı parçası kendisine ideolojik ve fraksiyonel yapıların hamisi haline mevrut, Türkiye’nin merkeziyetçi bütünlüğüne cebin söylemlerin sığınağı haline gelmiş patika odalarını üstelik akseptans etmediğimizi ve bunların esas iz odası kimliğinden uzaklaştığını de bu vesileyle inandırmak istiyorum” diye niteleyerek konuştu. – BURSA
