Sınır İstanbul’a soy var, depremin yıkacağı İstanbul’a namevcut

17 Ağustos 1999 Kocaeli-Taşmak merkezli depremin üzerinden 23 sene geçti. Depremde resmi rakamlara bakarak, 18 bin 373 kişi hayatını kaybetti, 48 bin 901 dirilik bile yaralandı. 300 binin üzerinde bina hasar görürken milyonlarca insanın hayatı depremden ufuk menfi etkilendi.

23 yıl sonra Türkiye ve İstanbul hala hareket gerçeğiyle tekmil anlamıyla yüzleşebilmiş değil. Alelhusus İstanbul, umulur ayrımsız Marmara depremi dolayısıyla çaltı üzerinde.

İBB vasıtasıyla hazırlanan raporda İstanbul’birlikte 7,5 büyüklüğündeki bire bir sarsıntı senaryosuna göre 91 bin 81 binanın kısık veya haddinden fazla güç hasar göreceği, 167 bin 116 binanın üstelik ölçülü hasar göreceği oranlama edilmişti. Bu tahmine bakarak hayatını kaybeden sayısı da esasen binleri bulabilir.

17 Ağustos 1999 depreminin 23. yılında İnşaat Mühendisleri Odası İstanbul Büro Başkanı Efsun Sümer ile konuştuk.

– Türkiye’nin sarsıntı üstüne aradan sabık 23 yılda lüzumlu önlemleri alamadığını belirtirken 1999 depreminden sonraları yapılanları ve yapılmayanları terazinin kefelerine koyarsak, yapılmayanların çok vahim bastığı görülecektir. Olur, köprüler, viyadükler, hastaneler, okullar vb. kâh kamu binaları güçlendirildi, yıkılıp baştan yapılanlar oldu.

– Fakat esas sav olan göz bina stokunda kayda değer ayrımsız düzelme sağlanamadı. 20 milyona mümasil İstanbullunun barındığı konutların kayda değer kısmı, yer sarsıntısı güvenliği sıfır, mukavim çoğu geriden geriye, ruhsatsız, mühendislik hizmeti almadan üretilen yapılar. Tabiatıyla yine kayda derece kısmının 2000 yılı öncesi üretildiğini bile söyleyebiliriz.

İnşaat Mühendisleri Odası İstanbul Bölüm Başkanı Bağı Sümer

1980 ÖNCESİ İNŞA EDİLEN YAPILAR

– Buna ilgilendiren veriler İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından hazırlanan raporlarda görülebilir. Buna bakarak İstanbul’üstelik toplamda 1.448.341 sayı bina birimi bulunmaktadır. Bina stokunun yüzde 17’si 1980 öncesinde düz yazı edilmiştir.

– 1980 öncesi nesir edilen bu yapılar ağırlıklı yerine Fatih, Kadıköy, Beyoğlu, Üsküdar, Sarıyer, Gaziosmanpaşa, Beykoz kabilinden ilçelerimizde bulunmaktadır. Ayrımsız rapora göre Adalar, Bağcılar, Bahçelievler, Bakırköy, Bayrampaşa, Beyoğlu, Fatih, Güngören, Kâğıthane, Maltepe, Mercanköşk, Şişli, Üsküdar gibi ilçelerimizde 2000 yılı öncesi nesir edilen yapı oranı yüzde 80’lerin üzerinde. Ezcümle tamam İstanbul’u revize etmek türlü olmamıştır, bunun kabil olamayacağını de yeniden beri 23 yıldır her fırsatta dile getirmeye çalışıyoruz.

2019 DEPREMİ TOKAT GİBİYDİ 

“Dava vakit kaybetmeden çatı stoku ile de ilişkin değil” diyen Sümer, zelzele içtima alanlarından muvasala güzergahlarına, sarsıntı bilincinden iletişim altyapısına büyüklüğünde birçok sorunun olduğunu vurguladı.

2019 Ilkgüz’ünde İstanbul’da mevrut depremin birlikte benzeri ‘tokat’ niteliğinde olduğunu söyleyen Sümer şöyle konuştu:

– Senaryolara göre yüzbinlerce İstanbullu depremden etkilenecektir ve on binlercesinin hayatını kaybetmesi olasılığı var. Söz Gelişi, Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Yer Sarsıntısı Araştırı Enstitüsü marifetiyle hazırlanan raporda umulur bire bir İstanbul depreminde 1,2 milyon binadan 491 bini hasar göreceği, 13 bin 492 binanın çokça kırıcı, 39 bin 325 yapı yoğun hasar alacağı belirtilmektedir.

– Tekrar raporda tıpkısı binada averaj 12,72 kişinin yaşadığı varsayılmakta, zımnında 600 bini aşkın İstanbullunun kısık ve çokça ciddi hasar matlup binalarda depremle yüz yüze kalacağı tutum ediliyor. Bu verilerin yoruma ihtiyacı namevcut. Imgeleme sınırlarımızı zorlayacak sayıda birey kaybı dirilik olasılığı kategorik görülmektedir.

 YEMEDEN IÇMEDEN KANDİLLİ DEĞİL, İBB VE NAZIR BIRLIKTE SÖYLÜYOR 

Durumun vahametini ayn önüne serenin hemen Kandilli Rasathanesi olmadığını, İstanbul Büyükşehir Belediyesinin bile eş bire bir çalışmayı kamuoyuyla paylaştığını hatırlatan Sümer, şöyle bitmeme etti:

– TBMM Zelzele Araştırma Komisyonu’na ayrımsız tike işleyen Belde, Kentçilik ve İklimlendirme Bakanı Sayın Meram Kurum’un da tabloyu netleştiren açıklamalarda bulunduğunu uyarmak isterim. Sayın Vekil Kurum, İstanbul’bile riskli 1,5 milyon hane birimi olduğunu, bunlardan birlikte 300 bininin çokça acil aynı şekilde dönüştürülmesi gerektiğini belirtti.

– İşin korkutucu, paslı edici kısmı bu açıklamanın 2021 Mart ayında yapılması ve 2023’te çalışmaların biteceğine dair açıklamadır. Ne efsus ki İstanbul’üstelik 300 bin konutun dönüştürülmesiyle ilgilendiren tıpkı faaliyet yoktur. Olsa tam şehir çıkmaz çıkmaz şantiye sahasına dönerdi. Ne eyvah ki Sayın Bakanın açıklamasından sonradan, 300 bin konutta dinamik vatandaşlarımızın kaderine razı şekilde deprem beklediği dışında tıpkı akıbet çıkarılamıyor.

SORUN SEFERBERLİK İLAN EDECEK DÜZEYDE

Sümer, İstanbul’daki çarkıt ve çerden çöpten yapıların banko güçlendirilmesi ya birlikte yıkılıp baştan yapılması gerektiğini vurgularken, şu ifadeleri kullandı:

– Burada tabiatıyla vatandaşlara bile fariza düşüyor. Ancak asıl etki iktidarındır. Ayrımsız cesamet vatandaşlarının birey ve mâl güvenliğinden sorumludur. Bu nedenle yapıların yer sarsıntısı güvenliğinin sağlanması ve kentlerin benzeri bütün yerine yer sarsıntısı tehlikesine göre düzenlenmesi amacıyla devletin töz ayırması, vatandaşlara hafif sağlaması; tıpkısı apayrı deyişle bu konuda seferberlik zar etmesi gerekmektedir.

– Zira sav seferberlik ilan edecek düzeyde dip ve çok yönlüdür. Geçek İstanbul amacıyla mahiyet ayırmayı düşünenler vatandaşların canı güvenliği üzere neden bunu yapmaz? İşte temel zekâ ve yaklaşım farklılığımız dahi bu nokta…

ACİL ULAŞIM YOLLARININ BİR KISMI KORUNMUYOR

“Sarsıntı kavuşum alanları ve kıyamet sonrası ulaşım güzergahları, arz az yapıların güvenliği kadar balaban bir konudur” diyen Sümer, bu konuda üstelik şunları söyledi:

– Bilindiği gibi 1999 depremlerinden sonraları İstanbul amacıyla belirlenen 470 yer sarsıntısı toplantı alanından bir bölümünün başka amaçlar için kullanıldığı açığa bundan sonra. Benzeri şekilde 562 acil ulaşım yolunun tıpkı kısmının korunmadığı anlaşıldı.

OTOPARK HALİNE GETİRDİLER

– Hele sarsıntı toplantı alanlarının AVM ve basamak projesi vb. amacıyla değerlendirilmesi, bazı yolların parklanmaya açılması, bazılarının otopark haline getirilmesi kamuoyunda kırıcı aynı tepkiye neden oldu.

– Hareket kavuşum alanlarının yapılaşmaya açılması, merkezi ve yerel yönetimlerin sarsıntı tehlikesini ve adam hayatını hangi kadar önemsediğini açığa çıkartmakla kalmadı, kentin seçme santimetre karesinin ranta dönüştürülmesi üzere gözün pekâlâ karartılabileceğini de gösterdi.

– İBB’nin açıklamasına göre 859 kavuşum alanı, 1017 arızi barınma alanı gelmek amacıyla 1876 alan sınırlı durumda.

Sonuç yıllardaki olumlu gelişmeleri bile vurgulayan Sümer, ana ihtiyaçların karşılanabileceği altyapıya topluluk nazik ve geniş alanların fesih edildiğini, dolgu alanların uygun olmayacağını da ayrıca belirtti.

ACİLEN YAPILMASI GEREKENLER 

“Düpedüz kadim kent İstanbul’da yapıların deprem güvenliği yoktur. Bu nitelik beklenir bir depremde kaçınılmaz namına tıpkı faciaya el açacaktır.  Facianın insanca boyutunun tutum edilmesinin iç karartıcı olacağını biliyoruz. Fakat gerçeklerden kaçarak, onları görmezden gelerek sonucu tahavvül etmek tür değil” diyen Sümer, akıbet namına İstanbul’bile acilen yapılması gerekenleri şöyle sıraladı:

– Riskli yapılar güçlendirilmeli veya yıkılıp baştan yapılmalı.

– Hepsinin yıkılıp baştan yapılması tür olmadığından bilim ve tekniğin gereklerine uygun olarak ihya uygulamaları yayınlaştırılmalı.

– İşlevsel, dimdik benzeri çatı denetleme sistemi kurulmalı.

– Merkezi dalavere, yerel yönetim ve vatandaşların işbirliği yükseltilmeli.

– Patika örgütleri ve üniversitelerin sürece katılması sağlanmalı.

Share: