Köyündeki Bahçeye Yaptığı Babasının Heykelini Onaran Heykeltraş Başpınar: “Bu Yontu Sunmak İçin Emeğini Esirgemeyen Rum Köylüsünün İfade…

Türkiye’nin metanetli çokça ilinde yaptığı anıt ve heykellerle maruf heykelci Arslan Başpınar, Yozgat’ın Darıcı köyündeki bahçelerine babasının anısına diktiği heykelin bakımını yaptı. Başpınar, “Esasta bu heykel İç Anadolu Bölgesi’nin enerjik, vefakar ve elde etmek amacıyla hiçbir emeğini esirgemeyen Rum köylüsünün bire bir ifade biçimidir” dedi.

Ankara Büyükşehir Belediyesi marifetiyle Erkânıharbiyeiumumiye Kavşağı’na yerleştirilen ‘Kızıl Gün Anıtı’nı özne, mevki genelinde pek çokça yerde abide ve heykelleriyle tanınan Heykeltraş Arslan Başpınar, okazyon buldukça memleketi Yozgat’ın Darıcı köyünü de ülfet ediyor. Köydeki bahçelerine 1996 yılında yaşamını yitiren babası Ege Başpınar’ın heykelini eden Başpınar, son ziyaretinde 2003 yılında yaptığı heykelin hizmet ve onarımını yaptı.

Başpınar, babasının heykeliyle ilgili şunları söyledi:

“Gerçekte bu heykel İç Küçük Asya Bölgesi’nin etken, vefakar ve atmak için hiçbir emeğini esirgemeyen Anadolu köylüsünün tıpkısı anlatım biçimidir, esasında. Babama benziyor olması tek başına ehliyetli değil. Ben onu ayrımsız zamanda bu toprakların İç Küçük Asya insanının çiftçisi, benim rehberimin aynı ifadesi kendisine yapmaya çalıştım. Bunu katıksız namına babamın birlikte bundan 50 sene önce kurmuş olduğu bir bostan içerisine, özlük hususi bahçesine yapmayı tasarlamıştım. Babam 1996 yılında irtihal etmişti, kendisi bu çalışmayı görememiştir. Fakat babam gerçekten çokça faal biriydi. Omzunda küreğin yarım yamalak olduğunu on paralık görmemişizdir. Gelişigüzel antlaşma kazmayla, başkaca kişi çitle çevirdiği tarlasının içine değil, cebinde sivri taşıyarak dağa taşa böyle pelit ekerek, onların giderek yeşermesini sağlayan birisiydi, insandı. Ego birçok anıtı yaptım. Bu anıtı doğruluk edenlerden birisi de babamın kendisiydi, esasında. Bu vesileyle yaptım bu anıtı yaptım.”

“ÖĞRETMENİMİN VERMİŞ OLDUĞU BİR VAZIFE SONUCU HEYKELE BAŞLADIM”

Ankara İvedik Kombinasyon Uran Bölgesi’nde özlük statü atölyesinin bulunduğunu anlatan  Başpınar, “Bu heykele start öyküsü de yine bu topraklarda başlamıştır” diye, heykele olan merakının ilkokul çağlarında başladığını, sonrasında da devam ettiğini söyledi. Başpınar, konuşmasını şöyle sürdürdü:

“Bu bahçenin bulunduğu evde, çokça küçük yaşlarda, ilkokul öğretmenimin keşfi sonucu ortaya çıkmıştır. Öğretmenimin vermiş olduğu ayrımsız vazife sonucu heykele başladım. Öğretmenim değişik tıpkısı vecibe vermişti ama ben onun haddinden fazla macerasız yapabileceğim düşüncesiyle bunu az buçuk da elime almış olduğum o çamuru ayrımsız figüre dönüştürerek ödevi tamamlamıştım. O şekilde öğretmenimizin üstelik ilgisini çekmişti saf kendisine. Ancak ondan sonraları bile bütün bitmeme etti, İlkokuldan ahir bütün yaşamın süresince tek devir heykelle ilişik çalışmayı, tek bırakmadım. 1982 yılında Gazi Terbiye Fakültesi’ne gidinceye kadar.

GAZİ ÜNEVİRSETİSE’NİN MİSAFİR ÖĞRENCİSİ

Gazi Eğitim Fakültesi’nin statü bölümünde mihman öğrenci namına kaldım. Ondan sonra askerlik dönüşünden sonraları üstelik muhtelif iri abidevi atölyelerde ayrımsız edim çalıştım. 1996 yılında üstelik zat atölyelerimi oluşturdum Ostim’üstelik. daha çok abidevi formlar üstünde dizayn yapıyorum. en son yaptığım emek Ankara’bile Kızıl Ahit Heykeli’dir. Atatürk’ün Ankara’ya gelişiyle ilişik ayrımsız kompozisyondur, balaban aynı heykeldir. 10 metre ebadında tıpkısı heykeldir, kompozisyonuyla alay malay.”

MEMLEKETİ YOZGAT’TAKİ ANITLAR

Memleketi Yozgat’ta bile yontu çalışmalarının bulunduğunu hatırlatan Başpınar, bu çalışmaları içerisinde mülk merkezindeki Atatürk Heykeli ve Haykırı Tüfekçi anıtının dahi bulunduğunu belirtti. Başpınar, “Birçok, şu anda sayamıyorum ama bu proses içerisinde birçok anıta imza attım hem tasarımı hem üstelik uygulaması açısından” ifadelerini kulandı.

Başpınar, kestirmece 30 ilde, heykel, anıt ve tasarıma yönelik çeşitli eserlerinin bulunduğunu sözlerine ekledi.

Share: