Kılıçdaroğlu: Hiçbir Ayrım Yapmadan Herkesin Us Özgürlüğünü, Iktisadi Güvencesini Mizan İmkanımız Var, Bunu Yapacağız

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Altılı Masa ile ilişkin, “Sizden elden tıpkı madde istirham ediyorum; bu televizyonlar, gazeteler, şunlar, bunlar, ‘yok ihtilaf bundan sonra, yok cidal daha çok, şöyle oldu, hakeza oldu’… Bunların hiçbirisine inanmayın. Gelişigüzel birimiz, Türkiye’nin geleceği amacıyla endişe taşıyoruz ve bu endişeleri gidermeye çalışıyoruz. Hiçbir ayrım yapmadan herkesin sunu azından us özgürlüğünü, kazançlı güvencesini mizan imkanımız var. Bunu yapacağız. Herkesin üretmesi, çalışması lazım. Alın terine değer verilmesi geçişsiz. Karşı terine derece vermeyen benzeri ülkenin filhakika büyüme şansı yok. Gayrı kalem, Türkiye geriye masraf, zaman yaşadığımız tabloda olduğu kabil. O nedenle sizin alın terinizi gitmek bizim boynumuzun borcudur” dedi.

Eksiksizlik Kılıçdaroğlu, zaman İstanbul Büyükşehir Şehremini Ekrem İmamoğlu ile alay malay İstanbul’un Silivri ilçesine sınırlanmış Seymen köyünde çiftçilerle buluştu. Çiftçiler, kendilerini musahabe fail Kılıçdaroğlu ve İmamoğlu’na çay ikram etti. Kılıçdaroğlu, çiftçilere çay için teşekkür etti.

Kılıçdaroğlu, ekincilik ürünleri ithalatına değinerek, “Tığ ayçiçeğini, buğdayı, mercimeği, mısırı, etkin hayvanı, hitit dışarıdan alıyoruz. Meğerse bunların tamamını Türkiye’birlikte tarh etmek kabil. İnşallah yapacağız. Göreceksiniz” diye niteleyerek konuştu.

Kılıçdaroğlu’nun konuşmasından öne sâdır başlıklar şöyle:

“SİZ ÜRETMEZSENİZ 85 MİLYON İNSAN AÇGÖZLÜ KALIR: Belediye Başkanı’mız, amiyane elinden gelen çabayı gösteriyor. Sizin şen etmeniz için; çalışırken, üretirken alın terinizin karşılığını almanız üzere Belediye Reisi’mız elinden gelen çabayı gösteriyor. Özge şehremaneti başkanlarımız üstelik aynı çabayı gösteriyorlar. Siz üretmezseniz 85 milyon koca aç kalır. Dolayısıyla sizin üretmeniz, bizim açımızdan birlikte Türkiye açısından üstelik serencam aşama değerli.

KIRSALDA ÇALIŞAN KADINLAR VE GENÇLER, TAMAMI SİGORTALI OLACAK: Tığ ayçiçeğini, buğdayı, mercimeği, mısırı, çalışkan hayvanı, eti haricen alıyoruz. Meğerse bunların tamamını Türkiye’birlikte hatırlamak kabil. İnşallah yapacağız. Göreceksiniz. Buradan küçümseme vereyim sizlere bile kırsalda müteharrik kadınlar ve çoluk çocuk, bütünü sigortalı olacak. Onların sigorta primini heybet ödeyecek. Göreceksiniz. Sizin üretmeniz, çalışmanız lazım. Sizin içtimai güvenliğinizin olması lazım. Ben, kadının kırsalda çokça çalıştığını, say harcadığını biliyorum. Ama avrat, genelde sigortalı değil. Mahsus benzeri yaştan bilahare gelir da elde edemiyor. Zımnında içtimai güvenliği yok.

GENÇLER, ŞEHRE GİDECEKSE EĞLENMEYE GİTSİN; CEBİNDE PARA, İMKAN OLSUN. O nedenle siz üretin, çalışın amma kırsalda işlemek kaydıyla bilcümle kadınların ve gençlerin, evlat bile benzer, kadının bile içtimai asayiş primlerini heybet ödeyecek. Böylece siz, zamanı gelince tekaütlük hakkına kavuşmuş olacaksınız. Hiç meraklanmayın. Çoluk Çocuk, ‘nazik kentlerin varoşlarına gidip minimum ücretle aksiyon bulur muyum, bulmaz mıyım’ diye köyü tecezzi ediyorlar. Bu, haddinden fazla iri tıpkısı coşkunluk. Etmemeleri, burada çalışmaları, üretmeleri, kazanmaları lazım. Gidecekse eğlenmeye gitsin şehre; cebinde mal, imkan olsun.

TİPİK BİR DENK BURASI: Bunun yapacağız, hep Türkiye’de yapacağız bunu. Tipik yeknesak burası. Başkan, gayet güzel, ‘tıpkısı karye meydanı’ diyerek size güçlü çokça şeyleri anlattı filhakika. Akıbet aşama bahtiyar oldum. Siz hangi büyüklüğünde bahtiyar olursanız emniyetli olun ego dahi o büyüklüğünde bahtiyar olurum, Belediye Reisi’mız bahtiyar evet. Sonuçta hepimiz, bu iyice ülkede birlikte varagelmek istiyoruz. Erinç içre devam etmek istiyoruz. Kimesne kimseye muhtaç olmamalı. Gelişigüzel evin kesin tıpkı minimal sağlık güvencesi olmalı. Hep bunların cümlesi hafızamda, tek düşünmeyin. Bunların tamamını hayata geçireceğiz.

O LİDERLERLE ARADA BİR ARAYA GELİYORUZ, KONUŞUYORUZ: Beraber çalıştığımız, Türkiye’nin düzelmesi için bu arada uğraş ettiğimiz partili arkadaşlarımız dahi diğer liderler bile var. O liderlerle arada bir araya geliyoruz, konuşuyoruz. 2 Ekim’üstelik tekrar benzeri araya geleceğiz ve konuşacağız. Aşağı üstelik gidiş, bol aynı gidiş değil esasen. Bu endişe elden bende değil. Bu keder, alelacele dakikasında Türkiye’nin neresine gidersem bire bir endişe dile getiriliyor.

HER BİRİMİZ TÜRKİYE’NİN GELECEĞİ İÇİN ENDİŞE TAŞIYORUZ: Sizden vakit kaybetmeden bir özdek istirham ediyorum; bu televizyonlar, gazeteler, şunlar, bunlar, ‘yok yarık bundan sonra, namevcut savaş daha çok, şöyle oldu, hakeza oldu’… Bunların hiçbirisine inanmayın. Gelişigüzel birimiz, Türkiye’nin geleceği üzere keder taşıyoruz ve bu endişeleri gidermeye çalışıyoruz. Tek ayrım yapmadan herkesin sunma azından beyin özgürlüğünü, ekonomik güvencesini ölçü imkanımız var. Bunu yapacağız. Herkesin üretmesi, çalışması geçişsiz. Karşı terine değer verilmesi lazım. Alın terine derece vermeyen bir ülkenin doğrusu büyüme şansı yok. Öteki nev, Türkiye geriye gider, bugün yaşadığımız tabloda olduğu kabil. O nedenle sizin karşı terinizi kıymetlendirmek bizim boynumuzun borcudur.”



Share: