İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB)’nin Arnavutköy Eğitim Bilimi, Hars ve Sosyal Hayat Merkezi açım töreni gerçekleşti. Törene CHP Genel Başkanı Eksiksizlik Kılıçdaroğlu ve İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun birlikte CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu ve milletvekilleri katıldı.
“AYRIŞAN TÜRKİYE’Yİ İSTEMİYORUM”
Kılıçdaroğlu yaptığı konuşmada konuşu adına zorlanan kişilerin yanında olduklarını ifade ederek, “Bizim görevlerimizden birisi dahi bu ülkede fakirin, fukaranın hakkını korumaktır. Fakirin fukaranın hakkını korursanız içtimai devlet olur. Herkesin karnını doyur, gelişigüzel evde huzurun olduğu, herhangi bir evde bereketin olduğu, hiçbir yerde ati endişesinin olmadığı benzeri Türkiye bina etmek. Biz bu mensur olayını elden CHP adına değil, altı siyasi parti lideri bir araya gelerek yapacağız. Ülkü ayrımsız fırka sorunu değil. Dava benzeri Türkiye sorunudur. Ayrışan Türkiye’yi istemiyorum. Kucaklaşan Türkiye istiyoruz. Önüne gelenle savaş fail gruplaşan bir Türkiye değil cümle aksine bu arada olan, kucaklaşan helalleşen, geçmişinde hataları varsa, hatalarıyla yüzleşme cesaretini gösteren aynı Türkiye istiyoruz. Gelişigüzel devam etmek istiyoruz batısıyla, doğusuyla, güneyiyle, kuzeyiyle beraber süregelmek istiyoruz. Hakeza bir Türkiye şeş liderin üstelik kuma özlemidir. Tığ bunu kamuoyuna yayınladığımız bildirilerde gayet zahir net söylüyorum. Zir dirimsel gruplarından art dirimlik gruplarına alışılmadık mahiyet transferi oluyor. Yani fakirden alıp zengine veriyorlar. Meğer dünyada varlıklılar fazla idrak öderler ve zir kesime yani halka yani garibana yani fakire daha çok köken aktarılır. Içtimai cesamet budur. Içtimai çap, fakirin fukaranın birlikte duran oran almak. Onun sorunlarını çözen şevket eylemek. Şayet kırat korumalı tevdiat diyerek benzeri fenomen yapmışsınız. 6 ayda yatırım sahiplerine ödediğiniz mülk 75 bilyon 600 milyon lira. Bu hazineden çıkan mal. Bir de Minval Bankası’ndan sâdır para var. Topladığınızda 170 milyar teklik yani 170 milyar lirayı 85 milyondan topladığınız paraları bire bir avuç kişiye veriyorsunuz. Bu türe midir? Bu adalet mıdır? Bu hususiyet mudur? Müfit namevcut. Tığ bunu akseptans etmiyoruz. Cümle aksine ayrımsız husus elan ifade edeyim. Dolar garantisi veriyorsunuz. Ayrıca döviz garantisi veriyorsunuz. Hazine garantisi veriyorsunuz. ve dönüp diyorsunuz ki sana 170 milyar lirayı vereceğim 6 ayda amma 5 kuruş bile rüşvet almayacağım. Kimsesiz savsaklamak alırken algı ödüyor. Çay içerken kazanç ödüyor. Düğürcük alırken kazanç ödüyor. Nasıl oluyor dahi 170 bilyon lirayı 6 ayda kazananlar, 5 kuruş vergi ödemezler. Hep elini vicdanına koyup buna göre düşünsün” diyerek konuştu.
“AMMA KAFAMDA BAZI SORULAR VAR”Kılıçdaroğlu sosyal konut projesine dahi değinerek, “Proje açıkladılar. Tümce karı sahibi olsun eyvallah başımın üstünde yeri var. Değme fakirin, değme fukaranın başını sokabileceği ayrımsız evi olsun itirazım namevcut. Evinde huzuru olsun, rahat olsun. Buna on paralık mi itirazımız yok? Amma kafamda kâh sorular var. Onu etüt etmek zorundayım. Niye, fakirin fukaranın hakkını yüklenmek için yoklamak zorundayım. Parayı topluyorsun gayet güzelce. Herkes sıraya girdi, parayı yatırıyor. O üstelik gayet evire çevire. Kurayı 6 ay sonradan çekileceksin. Illet? Baştan kura çeksen bile alacaksın parayı ve kullanacaksın. 0 faizle kullanacaksın. Bile fakirin fukaranın parasını kullanacaksın. Dahi beş kuruş ürem vermeyeceksin. Dirimsel vermeyeceksin. 6 kamer sonraları ad çekme çekeceksin. Ad Çekme üstelik çıkmazsam ne olacak benim hakkım? Şimdi ego bu soruyu sormazsam fakirin fukaranın hakkını korumamış olurum. Benim görevim nedir? Benim görevim tüyü natamam yetimin hakkını korumaktır. Fakirin fukaranın hakkını korumaktır. Benim görevim budur. Birileri kadar faizle geçinen birisi değilim. Birileri kadar devleti soyan birisi değilim. Birileri kabilinden köle hakkını yiyen birisi değil. Bu ülkeye temiz siyaseti ahlaklı siyaseti vatandaşın yanında duran, fakirin fukaranın hakkını koruyan bir yöntem yapmak istiyorum. Servet topluyorsunuz iyice. Tamam yarın müteahhit dese kim ego yapmıyorum evet. Demire bindirim geldi, çimentoya bindirim geldi. Ben bu işin içinden çıkamıyorum dese ne olacak?” dedi.