Enver Paşa’nın torunu vefatının 100. yılında dedesini zinde kuşaklara anlatıyor

Enver Ciddi’nın 3. kuşaktan torunu Burak Enver, balaban dedesiyle ilişkin adsız gerçekleri vefatının 100. yılında üniversite öğrencileriyle paylaştı.

Tarih araştırmacısı 40 yaşındaki Burak Enver, nazik dedesini değişik arşivlerden ince yıllar araştırdı. Bu çalışmalar sonucunda Enver Paşa’yı elan gür tanıdığını belirten Burak Enver, Harbiye Nazırı olan dedesi karşı öne sürülen iddiaların çoğunun iftira olduğunu tabir etti.

Burak Enver, Türk Ocağının davetiyle geldiği Burdur Mehmet Akif Ersoy Üniversitesindeki konferansın arkası sıra AA muhabirine, Enver Paşa’nın oğlu Uca Enver’in kızının oğlu olduğunu, nazik dedesinin hatırasını yaşatmaya çalıştığını söyledi.

Tarihin ağırbaşlı aynı bilgelik olduğunu tamlayan Enver, Enver Ağır’yla ilişik hikaye anlatmadığını, gerçeklerden şaşmadan doğruları gençlere aktardığını vurguladı.

Enver, elinden geldiği büyüklüğünde bu konuda sayımsız konferans verdiğine dikkati çekerek, “Bundan gelişigüzel beklentim ve çıkarım yok. Davet eden insanlara, eğer kim davetlerinde teklifsizce ve niyetleri gerçeklerden şaşmamaksa elimden geldiği büyüklüğünde havari olmaya çalışıyorum.” dedi.

“Dedemle hava duyuyorum”

Mufassal yıllar tarihi kaynaklardan dedesini araştırdığını, öğrendikçe onunla kurum duyduğunu dile getiren Enver, şunları söyledi:

“Ben bu işe başladığımda ‘Nasıl hakeza keskin ayrımsız adamla akraba olabilirim?’ diye düşünüyordum ancak araştırdıkça 32 yaşımda dedemin soyu bitmeme etsin diye onun soyadını aldım. Bize Enver Vakur’yla ilgili anlatılan çoğu öz, bir zamanlar birtakımı gereklilikten kabil, kimisi abes nedenlerle üzerine atılan iftiralardan oluşuyor. ‘Hayalperestti, Alman hayranıydı’ gibi bunların hiçbiri akilane değil. Elimizden geldiği kadar kanıtlara binaen bunların kaynak olmadığını kanıtlamaya çalışıyoruz.”

“O martir olduğunda 41 yaşındaydı”

Enver Gösterişli’nın ömrünün cephelerde geçtiğini, bundan belde familya hayatına ilişkin anısının sağlam olmadığını dile getiren Enver, “O martir olduğunda 41 yaşındaydı. Kısacık bir hayat. O dönemin jenerasyonu için söylenen çokça güzel bir laf var. ‘Giydikleri üniformanın cakasını satamadan cephelerde şehit oldu insanlar.’ O kuşak böyle benzeri jenerasyon.” ifadelerini kullandı.

Sarıkamış Harekatı’na üstelik değinen Enver, harekatın Rusların Karadeniz’deki üstünlüğünü çalmak amacıyla zorunluluktan yapıldığını kaydetti.

Harekata bağlı kalanın vakit kaybetmeden Enver Gösterişli olduğunu tabir fail Enver, şu görüşleri paylaştı:

“Martir sayısını de kesme kendisine bilmiyoruz zira kalabalık dağıldı. Ağız Ağıza işe yaramadı mı hayır, çok birlikte işe hadim kısımları vardır. Şayet kim kudretli olsaydı elimiz çokça rahatlayacaktı. Bu konuda dahi o kadar dalavere dolan var ki öz isteğiyle istifa fail Hasan İzzet Ağır’yla ilgilendiren söylenenler. Aynı diğer yara boyut dahi daha serencam 5 senedir bu konuyla ilgili müverrih uzmanlar çalışıyor. Enver Ağırbaşlı’nın ve onun döneminin bundan sonra gerçekler doğrultusunda belgesiyle, bilgisiyle uzmanlar yoluyla araştırılıp kabul edilmesinin zamanı gelmiştir. Anlaşılan biraz mamul propaganda bakir kurulan bire bir devletin anlaşılan tabanlarına oturtulmuş mümkün fakat 100 senenin sonunda bugünümüzü şehitlerimize borçluyuz. Gerçeği vâkıf olmak zorundayız.”

“Gençlerden korkulu rabıt var”

Yazar Galibiyet Tekin da Enver Paşa’nın şahadetinin 100. yılında programlara nida edildiklerini aktardı.

Sarıkamış Harekatı’nda hakikatlerin bugüne büyüklüğünde gizlendiğini veya çarpıtıldığını düşündüklerini tamlayan Tekin, “Tarihi vesaik bile bu gerçeği açığa çıkarmış durumda. Ben Enver Vakur’nın tarihimizde adalet ettiği yerini almadığını düşünüyorum. Zaman de gördük ki gençlerimizden kaynak tarihin araştırılması, incelenmesi noktasında etli canlı aynı bağ var.” diye konuştu.

Share: